Özellikle ani yükselti değişiklikleri ve aklimatizasyonu iyi yapmadan yüksek zirve denemeleri yapan dağcılara sorun olan bu hastalık esas olarak vücudun yüksek irtifadaki oksijen eksikliğine göstermiş olduğu bir tepkidir.
Deniz seviyesinden yükseklere çıktıkça havadaki oksijen miktarı relatif olarak azalır. Örnek vermek gerekirse 5500 metre civarında oksijenin miktarı deniz seviyesindekinin yarısı kadardır. Yeteri kadar oksijeni normal solunumla alamayan vücut bu defa oksijen ihtiyacını karşılamak için normalden daha fazla solunum yapmaya başlayacaktır. Bu hipoksik durum, insan vücudunda sodyum ve suyun hücre içinde birikmesi ve potasyumun hücre dışına atılması yönünde etki göstererek, sıvı ve tuz bozukluklarına sebep olmaktadır. Hatta kimilerinde ADH salınımında artış yaparak vücuttan idrar atılımını azaltarak vücut içinde ödemin artmasına sebep olur.
Özellikle ani yükselti değişiklikleri ve aklimatizasyonu iyi yapmadan yüksek zirve denemeleri yapan dağcılara sorun olan bu hastalık esas olarak vücudun yüksek irtifadaki oksijen eksikliğine göstermiş olduğu bir tepkidir.
Deniz seviyesinden yükseklere çıktıkça havadaki oksijen miktarı relatif olarak azalır. Örnek vermek gerekirse 5500 metre civarında oksijenin miktarı deniz seviyesindekinin yarısı kadardır. Yeteri kadar oksijeni normal solunumla alamayan vücut bu defa oksijen ihtiyacını karşılamak için normalden daha fazla solunum yapmaya başlayacaktır. Bu hipoksik durum, insan vücudunda sodyum ve suyun hücre içinde birikmesi ve potasyumun hücre dışına atılması yönünde etki göstererek, sıvı ve tuz bozukluklarına sebep olmaktadır. Hatta kimilerinde ADH salınımında artış yaparak vücuttan idrar atılımını azaltarak vücut içinde ödemin artmasına sebep olur.
Hastalığa spesifik bir belirti yoktur. Başağrısı, yorgunluk, bulantı, kusma, uykusuzluk görülebilir. Vücutdaki ödem artarak solunum zorluğu yapabilir. Beyin ödemi nadir olarak görülse de tehlikeli bir durumdur ve bilinç bulanıklıklarına sebep olarak ciddi kazalara yol açabilir. Çift görme ve şiddetli baş ağrısı ve halusinasyonlar beyin ödeminde yaygındır. 3000 m ve üzerine hızlı çıkışlarda akciğer ödemi gelişme riski vardır. Kanlı balgam çıkartan öksürüm, hafif ateş ve taşikardiyle karakterizedir. Morarma ve nefes darlığı şiddetli olabilir. Akciğerlerde nefes almayla beraber çıtırtı pıtırtı sesleri steteskopsuz bile duyulabilir. Pnömoni ile karışması muhtemeldir. Başağrısı, koma ve hatta ölüme yol açabilir.
Hastalıktan korunmak için günde ortalama 500 metreden daha fazla yükselmemek hatta çıkılacak seviye 4000 m ve üzerindeyse her 1000 metrede bir gün dinlenerek tırmanışa devam etmek faydalı olabilir. Her ne kadar hastalığa yakalanma eşiği kişiden kişiye değişiklik gösterse de fiziksel uygunluk hastalığa yakalanmaya engel değildir.
Tedavi olarak sıvı alınması , aktivite azaltılması ve iniş hafif hastalıkta yeterlidir. Durum kötüleşirse ani iniş kaçınılmazdır. Hataya oksijen desteği ilk zamanlarda düzelme sağlasa da ciddi vakalarda etkisi azdır. Bunun sebebi akciğer ödemine bağlı olarak alınan oksijenin dolaşıma geçememesidir. Hastaya diüretik verilmesi etkilidir ancak hızlı diürez yapılması hastayı hipovolemiye sokabilir o yüzden yavaş tedavi endikedir. Beyin ödemi gelişmiş hastalarda kafa içi basıncı azaltmak için steroid başlamaktan başka çözüm yoktur ancak steroidlere cevap yavaştır. Göziçi kanamalar için tedavi gerekli deildir. İrtifa azaldıkça sporcu durumu çok hızlı bir şekilde düzelir.
Kaynak: Merck’s Manual