foto16.jpg
Biz Kimiz, Hakkımızda Fotoğraf, Fotoğrafçılık Dağcılık Doğa Yürüyüşleri, Trekking, Gezi Doğa, Çocuk ve Doğa, Ağaç Türleri, Böcekler ve Bitkiler Bisiklet, Parkurlar, Yazılar, Anılar Sponsorlar İletişim

Çocuğumla Doğadayız Çocuğumla Doğadayız

E-Posta:


   


Ana Sayfa > Dağcılık > Yazılar



Erciyes Rotaları

Yazı ve Fotoğraflar: Emir Yüksel

04870021-1.jpg

Gecenin en soğuk anları güneş doğmadan önceki dakikalardır.
Ve ben bekliyordum..


Şafağın sökmesini, güneşi. Ellerim üşüyor, ayak parmaklarımı hissetmiyordum. Karnım aç ve bitkindim, 24 saatten daha fazla süredir uyumuyor ve yaklaşık 6 saattir dizime kadar gelen karın içinde iz açıyor, batıp çıkıyordum. Yatağımı, yastığımı özlediğimi hissediyordum. Açlığımı bastıracak bir şeyler attım ağzıma.


Üşüyor ve bekliyordum, termosumdan çay yudumladım, içim karıncalandı, tadı beklemekten acımış, şekeri iyi mi kötü mü anlayamadığım gece gibi karanlık sıvıyı içmek zorundaydım çünkü ne de olsa dağcı içten ısınırdı. Az kalmıştı güneşin alev alev ışınlarının yüzümü ısıtmasına, bedenime işlemesine.


İnsanın bedenini garip duygular kaplar böyle zorlu şartlarda. Şimdi ise dağcı olmayan arkadaşlarımı düşünüyordum, ailemi bu anı hiç yaşamamış olanları. Hepsi uyuyordur da, acaba rüyalarında ne görüyorlar? Yudumluyorum çayımı, güneşi bekliyorum halen. Martın 14’ü kış sezonunun literatürde kapanmasına 2 gün kaldı, ben Şeytanın ağzındayım, şafağın sökmesini bekliyorum ki kulvarda devam edeceğim. Kar dizlerime kadar geliyor, kimi yerler sert kimi yerler yumuşak. Kramponumu takmıyorum, kaskım kafamda, balaklavamın ağız kısmı nefesimin neminden donuyor. Midem bulanıyor, sıvı tüketmeli ve enerji almalıyım. Kek atıyorum ağzıma.


Soğuk; ne kadar da soğuk, rüzgâr esiyor ve kaslarımın titremesi sonucu ortaya çıkan sıcaklığımı alıp götürüyor. Bu esnada son model arabanızın, kötü giden derslerinizin, güncel yaşam sıkıntılarının hiçbir önemi kalmaz. Sadece dağ, soğuk ve kişi vardır.
O an geldi, güneş doğdu! İşte mucize, renk dağılımı, tonlamalar.. Üşüyorum ama belgeleme içgüdüm üşüme duygumu bastırdı, çantamdan makinemi çıkarttım, bu anı yakalamam gerek, ayar yaptım ve deklanşöre dokundum:


Farklı tırmanış yolları vardır zirveye giden. Hepsi de farklı ruh ve duygulara sahip. Herkesin içinde çıkamadığı bir yolculuk vardır. Bu rotalar ise o yolculuğa en çok yaklaştığım yerlerdir belki de, işte o yollar hakkında birkaç bir şey:


1. Klasik Rotalar
Klasik rotalardan zirveye dağın doğu yüzünden ulaşılmaktadır. Tırmanıcıların büyük ve küçük zirveye ulaşımda kullandıkları geleneksel rotaları barındırmaktadır. Rotalara Tekir yaylasında bulunan kayak merkezinden [2200 m.] ulaşım sağlanmaktadır. 2. istasyon denilen, eski teleferik hattının idari binası olan harabe halindeki kulübeye, teleferik hatları, döne döne çıkan traktör yolu ya da teleferiklerin kendisi kullanılarak ulaşılabilir. Harabe kötü hava şartlarında, bu bölgede bulunan, dağcıların en önemli sığınağıdır. Hatta kimi tırmanış ekipleri çadırlarını bu kulübeye kurmaktadır. Tabi bu durumda tırmanış süresi 1 saat kadar daha uzamaktadır. Üçker çanağında yer alan esas kamp alanlarına [3100 m.] ulaşım için bir miktar daha yürümek ve irtifa kazanmak gerekmektedir.  


Dağa Ulaşım
Dağa giden en iyi ve bilindik yol Kayseri-Develi ilçesi arasında yer alan karayolunun hemen üzerindedir. Ekipler gerek Kayseri tarafından gerekse Develi tarafından araçlarla ya da bu hatta sürekli çalışan minibüsler yardımı ile ulaşımı sağlayabilirler. Kalabalık olan ekipler çantalarla birlikte 1 minibüsü de kapatarak ulaşım sağlayabilirler.


Kamp Yeri
Klasik rotanın kamp alanı 3100 m. yüksekliğinde yer alan Çoban İni mevkisidir. Bu noktaya kayak merkezinden 900 m. yükselerek ulaşılmaktadır. Yükselme konusunda yukarıda bahsedilen seçenekler, yürüme-teleferik hattı-arazi aracı, kullanılabilir. Kamp yükü olan bir ekip, ıslak ve yumuşak zeminde oldukça sıkıntı yaşabilmekte ve yürüyüş süresi değişken olabilmektedir. Klasik kamp alanları 2 ayrı yol güzergâhı içeren 2 farklı kamp alanı ile sonuçlanır. Birinci yol çanak tabanını kuzey kenarından sınırlayan bir vadiyi izlemektedir. Vadinin yanında DSİ’nin 60’lı yıllarda yaptırmış olduğu, eriyen kar sularını aşağıya taşıma işlevini gerçekleştiren su kanalları uzanmaktadır. 2. İstasyona çıkan toprak yol bu vadinin yamacını kat ederek, vadi tabanında bir yayla yerleşim alanına kadar devam eder. Toprak yolun sonundan kanalların üzerinden yürüyüşe devam edilerek kanalların bitimine dek gidilir. Bitimin biraz daha ilerisi Şeytan Rotasından çıkan akıntıların birikintilerine ulaşmaktadır. Bu noktalarda çadırlar için iyi sığınaklar bulunmaktadır. Bu kamp bölgesinin bir diğer özelliği ise Şeytan rotasına en yakın kamp bölgesi durumunda olmasıdır. Bölgede, dağın da temel özelliği olduğu gibi, su kaynağı bulunmamaktadır. Diğer kamp alanları ise Üçker Çanağını kaplayan küçük sırtların üzerlerinde bulunan düzlüklerdir. Kar olmadığı takdirde 2. İstasyondan bu bölgelere giden belirgin bir patika yer almaktadır. Bu kamp alanları seçileceği zaman ekibin durumuna göre bir bölge seçilebilmektedir.

 


Rotalar
Yukarıda bahsedilen kamp alanlarından zirveye tırmanış, iki ayrı buzul vadisi içinden gerçekleşmektedir. Bu rotalardan bir tanesi Şeytan Boğazı, diğeri Sol Kulvar’dır. Şeytan rotası direkt olarak küçük zirve sırtına çıkarken, Sol kulvar ise dağın güney sırtına çıkmakta ve Hörgüç Kaya’nın solunda noktalanmaktadır.


Şeytan Rotası yaklaşık olarak 30 derece eğim ile başlar ancak özellikle kışın kar yağmasıyla birlikte eğim giderek artmakta, rotanın ortalarında 45 derece sonlarında ise 60’lı derecelere yaklaşan noktaları bulunmaktadır. Bir boğaz şeklinde uzanan rotanın her iki tarafı 70-80 derece eğimli ve çürük kaya kütleleri ile kaplıdır. Bu dik yamaçlarda fiziksel parçalanma olayı görülmekte ve taş düşmeleri yaşanmaktadır. Rotada dikkat edilmesi gereken en önemli risk taş düşmesidir. Taşlar doğal yollardan düşebildiği gibi, Hörgüç kaya etrafında yaşayan kuşlar ya da tırmanış ekiplerinin kendi aralarında yaptıkları yüksek sesli konuşmaların etkisi ile de düşmeler yaşanabilmektedir. Hörgüç kayadan düşen taşlar genel olarak rotanın tam ortasından geçen akıntı yolundan yer çekimi etkisi ile aşağı kadar inmekte ya da sağ tarafta yer alan kaya kütlelerine çarpıp parçalanarak pek çok farklı yönlerde hareket edebilmektedir. Bu yüzden tırmanış ekipleri, kesinlikle tek sıra düzenini bozmamalı, bunun yanında travers atılmamalı ve oldukça dikkatli olunmalıdır. Şeytan rotasından tırmanış için en uygun saat güneşin doğuşundan hemen sonraki saatlerdir. En iyisi ise şafağın sökmesi ile birlikte rotaya girilmeli, çok kısa süreli molalar verilmeli ve çıkış bir an önce gerçekleştirilmelidir. Çıkış sırasında rotanın sağ kenarı [kuzey] kullanılmalıdır.


Rota tamamlandıktan sonra Küçük zirveye giden yol ekiplerin sağında yani kuzeyde kalmaktadır. Buradan bir miktar daha tırmanışa devam edilerek zirveye ulaşılabilir. Küçük zirveye çıkan boyun sol tarafa doğru çatal yapmaktadır. Sol tarafa giden bu yol ise Büyük Zirvenin altına ulaşan kılçıktır. Kışın geçişlerde korniş, balkon ve blok kaymalarına dikkat edilmeli, ekipler kalabalık şekilde burayı geçmemelidir. Kılçık geçildikten sonra kulenin altında insan yapımı olan bir mağaraya ulaşılır. Bu mağara Hıristiyan Rahiplerinin inzivaya çekildikleri bir ‘ev’dir. Mağaranın düzgün duvarlarında kazıntı yazılar bulunmaktadır. Bu yazıtlar tarihi bir zirve defteri anlamına da gelmektedir. Mağara içerisinde bulunan kemiklerse buranın mezar ya da kurban edilme alanı olarak kullanıldığını da düşündürmektedir.


Sol Kulvar
Sol Kulvar Şeytan rotasına göre güneyde kalmaktadır. Bu rota Şeytan rotasında göre taş düşmesi ve çığ bakımından daha az risk barındırmakta ancak rotanın bitimi Hörgüç kayanın altına ve güney sırtına ulaşmaktadır. Bu noktadan sonra Hörgüç kayanın önünden ya da arkasından bir miktar inilmeli ve sonra tekrar yükseklik kazanıldıktan sonra küçük zirve sırtına çıkılabilmektedir. Kar durumuna göre önden ya da arkadan dolaşılacağına karar verilmelidir. Hörgüç kayanın altından geçilirken gevşek zemine dikkat edilmeli ve çıkış esnasında yine sağ tarafta yer alan yükseltiler takip edilmelidir. Bu rotadan çıkış her ne kadar daha emniyetli olsa da, zaman olarak Şeytan rotasından daha uzun sürmektedir. Bu yüzden tırmanış yapan ekipler buradan çıktıktan sonra inişi Şeytan rotasından yapmaktadır.


Sırt Rotası
Zirveye giden en uzun ve bir o kadar sıkıcı bir rotadır. Üçker Çanağını saran sırt boyunca yürüyerek yükseklik kazanılır. Sırt bitiminde Hörgüç kayaya ulaşılır ve Sol kulvar ile birleşir. Sonrasında sol kulvarda olduğu gibi Hörgüç kayayı önden ya da arkada yada üstünden aşmak mümkündür. Rota üzerinde kış aylarında şiddetli rüzgâr olmasından ayakta durmak zorlaşır, ayrıca korniş ve balkonlara da dikkat edilmelidir.


Alternatif Rotalar
Dağın doğu yüzü diğer rotalardan çok daha ritmik, dik ve tehlikeli 2 tırmanış rotası daha barındırmaktadır. Bunlardan bir tanesi At Nalı, diğer literatürde geçmeyen ama benim tırmanış yaptığım bir yol. Şeytan deresinin sağ tarafında kalan oldukça dik ve riskli bir yol. Kış aylarında rota çığ riski nedeni ile yazınsa taş yağmuru şeklinde gelen kayalardan çıkış için uygun değil. Rotanın kullanılacağı en iyi zaman bahar dönemleri. Buradan yapılan tırmanışlarda kırmızı yol izlenerek direk küçük zirveye ulaşma şansı ya da mavi hat izlenerek şeytan deresine bağlanılıp yola devam edilebilir. İkici seçenek yukarılarda eğim ve çürük kayada ilerlemek istemeyen ekipler için geçerli olduğu söylenebilir.

 

At Nalı Rotası
At nalı rotası ise yumuşak kar ve kaya etaplarını birlikte içeren bir rotadır. Rotanın çıkarken sağ kaya bloğu takip edilmelidir [kuzey]. Kar olmadığı takdirde çıkışın pek mümkün olmadığı bu rota da kışın çanak gibi yapısı ve eğimi nedeni ile çığ riski barındırmaktadır. Çıkış sırasında fotoğrafta da görüldüğü gibi birkaç hamle kaya tırmanışı gerçekleştirilmesi gerekebilmekte ancak çürük kaya yapısı nedeni ile emniyet alma ancak lider çıkan kişinin emniyetsiz şekilde nalın üstündeki sırta ulaşması ve buradan kazma yardımı ile ip açılması şeklinde olabilir, yine de bu durum tırmanış süresini oldukça uzatacaktır. Garip bir durum olsa da bu rotadan yukarıdan düşen taşlara pek rastlanılmaz ama yine de tırmanıcılar kasklarını mutlaka takmalıdır. Tecrübesiz ekiplerin bu rotadan gitmeleri pek önerilmemektedir.



2. Kuzey Yüzü
Dağın kuzey yüzüne Hacılar ilçesinden ulaşım sağlanabilmektedir. Bağlar yolundan Aksu, Kırkpınar ve Süt Donduran yaylalarına giden arazi yolu takip edilerek kamp alanlarına ulaşılabilir. Bu yol arazi aracı, traktör gibi arazi şartlarına uygun araçlarla kat edilebilir ancak kışın kar nedeniyle yollar kapalı olduğundan ekipler bağlar yolunun başından itibaren yürümek zorundadır. Bu yürüyüş kap yükü ile kamp alanına kadar 8-9 saat kadar sürmektedir. Süt donduran yaylası kamp alanı olarak uygun bir bölgedir ki bu noktada su kaynağı da mevcuttur.


Ana doruğun kuzey batı yüzündeki buzul vadisinden zirvenin kuzey kenarındaki çanak çıkılarak doğrudan büyük zirveye ulaşım sağlanabilir. Sağ tarafta kalan kar-buz karışımı rota oynak zemin nedeni ile kalabalık gruplara taş düşme riski oluşturmaktadır. Bu bölgede de güney yüzünde olduğu gibi fiziksel çözünme nedeni ile taş düşme riski bulunmaktadır.

 

Emir YÜKSEL

[email protected]


     

01280032-1.jpg
03220013.JPG
03630027.JPG
1_(20).jpg

DSC_0656.jpg
DSC_0659.jpg
DSC_0689.jpg
04870028.JPG

04870018.JPG




Tasarım: Studio Martin