Dağa Göz Değil Yürek Tırmanır
Necdet Turhan
Görme Engelli dağcımız Necdet Turhan 5 Eylül 2008 tarihinde Afrika'nın en yüksek noktası olan 5865 m. Kilimanjaro zirvesi'ne ulaşmayı başardı...
Türkiye'nin ilk görme engelli dağcısı ve milli atleti olan Turhan “Beş Kıtada Beş maraton Beş Zirve Projesi” kapsamında Kilimanjaro tırmanışını planlamıştı.
ODTÜ Dağcılık ve Kış Sporları Kolu onur üyesi olan Necdet Turhan'ın Beş Kıta öyküsü 2002 Yılında Koştuğu New York maratonu ile başlıyor...
Necdet Turhan Türkiye Görme Engelliler Spor Federasyonu tarafından gönderildiği 2002 New York Maratonu ardından, 2004 Atina Klasik, 2005 Japonya Dünya Körler, 2006 Sidney ve , 2007 yılında Mısır Luxor Maratonlarını koşarak Küresel Projesinin Maratonlar bölümünü tamamlıyor...
Projenin dağlar kategorisi kapsamında ilk kez Asya Kıtası olarak 2002 Yılında Ağrı Zirvesi'ne ulaşmış olan görme engelli dağcımız 2008 yılı Afrika-Kilimanjaro sonrasında güncel hedef olarak Avrupa Kıtası'nda Alp Dağları'nın en yüksek noktası 4810 m. Mont Blanc Zirvesini amaçlıyor.
Bursa Nilüfer Belediyesi sponsorluğunde ve Explorer Firması organizasyon desteği ile Afrika'nın en yüksek noktasına ulaşan Necdet Turhan Tirmanış ve dağcılık öyküsünü şöyle anlatıyor;
""Kilimanjaro Tırmanışımız 2008 Yılında 29 Ağustos-9 Eylül tarihleri arasında gerçekleşti...
Yanımda Explorer Firması Rehberi Mustafa Kalaycı, ODTÜ Dağcılık ve Kış Sporları Antrenörü Arkadaşım Nevzat Öntaş ve Yerli Mihmandarlarımız Ernest Minja ve David Moshi vardı. Bilhassa NevzatÖntaş’ın destek ve deneyimleriyle Kilimanjaro Tırmanışımı gerçekleştirdim.
ZORLU BİR ETAP OLDU
Kilimanjaro zirve tırmanışının ağırlıklı olarak patikalardan, kolay rotalardan oluştuğu söyleniyordu ama özellikle görme engelli bir tırmanıcı olarak öyle olmadığını anladım. 3 bin 950 metredeki Barranco kampı ile son kamp yeri olan 4 bin 600 metredeki Barafu kampı arasındaki etabın dağcılık eğitimi almamış kişiler ve bir görme engelli tırmanıcı için riskli bir etap olduğunu gördük. Baranco ve Barafu Kampları arasında yer alan Bu kayalık alanda 9 saatlik tırmanış ve iniş yaptık. Bu etap beni bir hayli zorladı bize daha önceden söylendiği gibi kolay bir rota değildi.
Hiç dinlenemeden aynı gece yarısı saat 12’de Barafu Kampı'ndan zirve yönünde yola çıktık. Dinlenememek, yüksek irtifa ve çok sert esen rüzgar nedenleriyle beş bin metre üzerindeyken bazı sağlık problemlerim oldu. Fakat buna rağmen devam etmeyi tercih ettim.
RİSK ALIYORUM
Özellikle 5bin metrenin üzerine çıktığımızda sağlık problemlerim biraz daha arttı. Tükürük bezlerimde kurumalar oldu, ağzıma attığım bir çikolata parçasını ıslatıp çiğneyemiyordum... El koordinasyonumu kısmen kaybettim. Yine de zirveye ulaşabileceğime inanıyordum. Zirvenin hemen eşiğine gelmişken geri dönmek istemedim. Şu an o sürece baktığımda sağlık sorunlarıma karşın tırmanışı sürdürmemin yanlış bir karar olduğunu düşünüyorum.
Nihayet 5 Eylül sabahı 08.05 sıralarında zirveye ulaştık. Rüzgar daha da artmıştı, o bölgedeki buzulların etkisiyle soğuk daha da artmıştı. Hemen fotoğraflarımızı çekip, görüntü alıp dönüşe geçtik. Ben aşağı indikçe toparladım. Son kamp yerimiz olan 4 bin 600 metredeki Barafu kampından ayrılıp 5 bin 895 metre olan Kilimanjaro Zirvesi’ne tırmanıp, tekrar Barafu kampına dönmemiz 12 saati buldu. Görme engelli bir tırmanıcı olarak benim için çok ciddi bir etaptı. Sağlık sorunları yaşamış olmam olayın ciddiyetini daha da artırmıştı.Barafu kampına vardıktan sonra 3-4 saatlik dinlenmenin ardından kendime geldim.
ÇAN SESİ YİNE REHBERİM
ODTÜ yıllarımda deneme yanılma ile ilk kez 1993 Ilgaz Etkinliğinde bulup 1994 Bey Dağları etkinliğinde iyice pekiştirdiğim çan sesini izleme tekniğimi kullandım Kilimanjaro'da...
Önümdeki arkadaşım David Moshi taşıdı çanımı. Pirinç çanı Kilimanjaro'da da takip ettim... ona konsantre oldum. Bilhassa Üçüncü Kamp yerimiz olan Baranco'dan sonra full tırmanmayı gerektiren kaya etaplarında batonlarımı bırakıyor, Nevzat Öntaş'ın direktiflerinede dikkat ederek kas gücüm ile tırmanıyordum...
Zaman zaman çevremi anlattirdim, çevreme ilişkin bir takım zihin fotoğrafları oluşturmaya çalıştım. Gerçekte işin sırrı konsantre olmamda, konsantre olmam halinde önümde giden ekip arkadaşımın tuttuğu çan sesi ile zihin fotoğraflarımı harmanlayarak herhangi bir şey olmaksızın devam edebiliyorum.
Eğer Kaya tırmanışları yapmam gerekirse de yukarıdan emniyetimi alıyorlar. Ben diğer tırmanıcıların yaptığı gibi emniyetle desteklenmiş bir şekilde kas gücümle yükselerek kayaları çıkabiliyorum.bu anlamda Cimbar Vadisi'nde, Hüseyingazi'de ve Narlıdere'de kaya tırmanışlarım oldu...
Negatif eğim içermeyen rotalarda yukardan emniyetli top rope tekniği ile kaya tırmanışı yapabiliyorum.
İMKANSIZLIK YÜZÜNDEN HASTALANDIM
Tekrar Kilimanjaro Öyküme dönersek; Tırmanışa hazırlanırken, aerobik kapasitemi arttırmak için uzun koşular yapmak gerekiyordu. Ben bu uzun koşuları hakkıyla yerine getirdim. Türkiye’de bahar döneminde üç tane yarı maratona Antalya, Tarsus ve Bursa Tarihi Kent Maratonları’na katıldım. Her hafta ortalama 45-50 kilometre koşarak bunu gerçekleştirdim. Bunlar aerobik kapasitemi oluşturmak anlamında destekleyici şeylerdi bence. Ancak bir şeyi ihmal ettik. O da olanak yetersizliğinden yüksekliğe hazırlık anlamında 3500-4000 metrede kamp atmam gerekiyordu. Kamp atamadık, olanaklar itibariyle hayli amatör olanaklarla gittik. Tırmanacağım yüksekliğe hazırlık anlamında kamp atamadığım için sağlık sorunlarımın oluştuğunu düşünüyorum.
YÜREĞİNDE HİSSETMEK BAŞARIYI GETİRİYOR
Kilimanjaro Zirvesi'nde Türk Bayrağı ile birlikte açtığım iki pankartta yer alan "Yaşamı Sevmek İçin Yürek Başarmak İçin Emek Gerek" ve "Dağa Göz Değil Yürek Tırmanır" sloganları benim için çok önemli. Şunu anlatmaya çalıştım. Kilimanjaro Zirvesi'nde açtığım bu iki pankart ile İnsanlar yüreklerinde hissettiklerini başarabilirler.
Sonuçta ben hiç görmüyorum. Hiç görmediğim halde bu işi yapabileceğime inandığım için Kilimanjaro Zirvesi’ne ulaştım. Onu anlatmak istedim Kilimanjaro Zirvesi'nde açtığım bu iki pankart ile. Yaşamı sevdikten sonra, yaşamı sevecek bir yüreğe sahip olduktan sonra, emek de verdikten sonra pek çok şeyin başarılabileceğini, gözleri görmeyen bir kişinin yürek ışıltısı ile Kilimanjaro Zirvesi'ne ulaşabileceğini anlatmak istedim O iki pankart ile...""
www.necdetturhan.com