Hasan Dağı (3268 m), Yılankar Rotası, Yaz Tırmanışı
Ahmet Taşçı - 13-14 Ekim 2012
Etkinliğin Adı:
Hasan Dağı (Yılankar rotası)
Türü:
Yaz tırmanışı
Tarihi:
13-14 Ekim 2012
Hava Durumu:
Tırmanış süresince açık, güneşli ve rüzgârsız
Zemin Durumu:
Kamp alanından kulvar içine kadar kuru, kulvar içi döküntü kaya, kayaların üzerinde mevsimin yağan ilk kar’ı.
Teknik Malzeme:
Kask, GPS, Baton
Kamp Yeri:
Karbeyaz Otel Yanı
Tırmanış:
8 saat, İniş: 4 saat
Lider:
Mevlit YILMAZ, Hakan YAVUZ
Ulaşım:
Özel araç
Aksaklıklar:
Aksaklık yaşanmadı
Öneriler:
Bu tarihten sonra yağış durumu takip edilmeli, kar yağışından sonra kulvar içerisinde kazma ve krampon gerekli olabilir.
Hasan Dağına yapılacak tırmanışlarda Aksaray Jandarma Komutanlığına tırmanış öncesi izin için faks gönderilmesi, ya da kamp alanına hareket etmeden Jandarma Komutanlığına uğranılması iyi olur. Okuduğum raporlarda ve tırmanış öncesi Jandarma Komutanı ile yaptığım telefon görüşmesinde telefon ile alınan tırmanış iznine sıcak bakmadıkları izlenimini edindim.
Katılan Sporcular:
Mevlit YILMAZ
Hakan YAVUZ
Yıldız GÜDER
Macit GÜDER
Barış SÜTKEN
Hakan POLATOĞLU
Ahmet TAŞCI
Günlük
13 Ekim 2012 Cumartesi:
Sabah 06:30 da hepimiz buluşma yerindeydik. Herkesin neşesi yerinde, araçlara çantalarımızı yerleştirdikten sonra 07:00 da hareket etik. Yol boyu yapılan sohbetler ve havanın oldukça güzel olması neşemize neşe kattı. Sivrihisar ilçesini geçtikten sonra gözlemecide kahvaltı molası verdik. Sıkı bir kahvaltının ardından yola devam.
Tuz gölü kenarında yine bir mola, gölün sığ yerinde, tuz üzerinde biraz yürüyüş ve eğlenceli fotoğraf çekimlerinden sonra tekrar yola devam ettik. Aksaray’ da kısa bir market alışverişinden sonra Helvadere yolundayız. Hepimiz acıkmış olmalıyız ki testi kebabına kimse hayır diyemedi. Tesisin güler yüzlü çalışanlarının çay ikramından sonra Karbeyaz otele doğru hareket etik. Helvadere yolundan gördüğümüz Hasan Dağı biraz bulutluydu. Kamp yerine vardığımızda bulutlar dağılmıştı. Önce Karbeyaz otelin biraz üzerinde bir yere kampı kurmayı düşündük, fakat oraya koyun sürüsünün gelebileceğini düşünerek kampı Karbeyaz Otelin yanına kurduk. Nitekim tahmin ettiğimiz gibi gece yukarıya bir sürü geldi ve geceyi orada geçirdi.
Rotanın girişini GPS’e işaretlemek için ekip halinde 300 metre kadar kulvar girişine doğru yükseldik.
Hava kararmak üzereyken Adana’dan 60 kişilik bir grup kampa geldi. Everest Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü (EDOSK) sporcuları ve onların gürültücü misafirleri gece boyu ateş başında “Akdeniz Akşamları” deyip durdular. Çadırlarda uyumaya çalışan ekibin rahatsızlığına daha fazla dayanamayarak grubun lideri Fatih KURT’dan artık susmaları konusunda ricada bulundum. Bir çoğu anlayışla karşılamasına rağmen Serhan Kelleözü isimli gitarcı arkadaş çok ısrarcı çıktı. Sanırım bir buçuk saat kadar uyuyabilmiştik. Üstelik gece boyu “sanki Everest’e tırmanacaklar” söylemlerini de hiçbir şekilde bir dağcıya yakıştıramadım.
14 Ekim 2012 Pazar:
Sabah 02:00 da uyandık. Uykusuz kalmanın verdiği yorgunluk gözlerden okunuyordu. Gündüz verdiğimiz karar ile klasik rotaya girecektik. Olumsuz düşünmek istemiyordum ama sanırım bu yorgunlukla zirveye zamanında ulaşacak enerjiyi nereden bulacaktık merak da etmiyor değildim. Kahvaltının ardından 03:30 da zirve atağına geçtik. Ekibin liderliğine Mevlit YILMAZ artçı olarak da Hakan YAVUZ arkadaşımızı görevlendirmiştik. Kısa molalarda su damlasını andıran kaya kütlesi ile klasik rotaya giden patika arasında bir yere geldik. Buraya kadar ekip iyi gelmişti. Uykular açılmış, havanın güzelliği, doğmaya çalışan güneşin kızıllığı, uzaklarda Erciyes’in karlı zirvesi hepimizi motive etmeye yetmişti. Tırmanışa Yılankar rotasından devam etmeyi önerdim. Bu bize hem zaman kazandıracak hem de ekibe farklı bir zemin tecrübesi katacaktı. Klasik rotadan inersek farklı iki rotayı da öğrenmiş olacaktık. Benim ekibe güvendiğim kadar onlar da bana güvendiler ve lider Mevlit YILMAZ’ ın da oluru ile Yılankar rotasından tırmanmaya devam ettik. Rota başlangıçta çarşağı andırsa da ilerleyen bölümlerde döküntü kayalar ve üzerinde sert kar ayrı bir tırmanış tecrübesi vermeye başladı. Tırmanış klasik yürüyüşten birden çok zevkli ve boşluk hissi uyandıran bir tırmanışa dönüştü.
Etabın bittiği yerde eski bir yapıyı andıran yıkıntı bir yere ulaştık. Nedendir bilmediğim bir şekilde alçalıp doğuya dönmem gerektiğini bildiğim halde direk batıya yöneldim. Bivak yeri olduğunu düşündüğüm bir yere geldim. Burada uzunca bir mola verdik ve bir şeyler atıştırdık. GPS den kontrol ettiğimde buranın zirvenin tam ters tarafında olduğunu, zirvenin 350 metre kadar doğuda olduğunu gördüm. Sonradan okuduğum raporlar aklıma geldi burası Hasan Dedenin mezarı olduğu rivayet edilen yerdi. Sanırım Hasan Dede bizi yanına çağırmışı. Barış Eskişehir’den telefon ile zirvenin nerede olduğu hakkında bilgi aldı, bende GEZGİNDER eğitmeni arkadaşım Deniz TOKAY ile telefon görüşmesi yaptım ve zirveye giden yolu öğrendim.
Saat 12:00 da hep birlikte zirvedeydik. Muhteşem bir manzara vardı, Erciyes, Aladağlar, Boklarlar tüm çevreyi görebiliyorduk. Zirve kutlamaları, fotoğraf ve video çekimlerinden sonra 12:30 da inişe geçtik. İnişimizi klasik rotadan yapacaktık. Kısa molalar vererek 16:30 kampa geri döndük. Çadırlarımızı toplayıp malzemelerimizi araçlara yükledik. Aksaray çıkışında dinlenme tesisinde yemek molasından sonra Eskişehir’e doğru yola çıktık. Gece 01:00 civarında evdeydim. Bir tırmanışı daha kazasız belasız gerçekleştirmiştik.
Niğde’ye Aladağlara giderken, eğer uyumuyorsak otobüsün camından gördüğümüz Hasan Dağı, aslında hep tırmanmak istediğim bir dağdı. Kısmet bugüne ve sevdiğim dostlarım ile birlikteymiş. Bu tırmanış Yıldız GÜDER ve Hakan YAVUZ’ un ilk zirveleriydi. Onlar adına da çok mutluydum.
Fotoğraflar için
www.esdit.com
www.picasaweb.google.com/26ahmet222
Ahmet TAŞCI
Gençlik Spor Kulübü - ESKİŞEHİR -26-014000355