foto14.jpg
Biz Kimiz, Hakkımızda Fotoğraf, Fotoğrafçılık Dağcılık Doğa Yürüyüşleri, Trekking, Gezi Doğa, Çocuk ve Doğa, Ağaç Türleri, Böcekler ve Bitkiler Bisiklet, Parkurlar, Yazılar, Anılar Sponsorlar İletişim

Çocuğumla Doğadayız Çocuğumla Doğadayız

E-Posta:


   


Ana Sayfa > Dağcılık > Faaliyet Raporları



Demirkazık Peck Kulvarı Kış Tırmanışı

Sönmez Erkaya, Ahmet Çiğdem - 19-21 Mart 2009

 

image001.jpg
image002.jpg
image003.jpg
image004.jpg

image005.jpg
image006.jpg
image007.jpg

Etkinliğe Katılanlar: Sönmez Erkaya, Ahmet Çiğdem                                   
Malzemeler:Teknik kazma, krampon, kolon, ip, takoz, sikke, perlon, buz vidası, expres bant, kask, hms, atc..

Hava Durumu:   Gökyüzü genelde açık ve güneşli, yer yer parçalı bulutlu


Teknik Rapor:

Demirkazık Dağının(3756m.) güneybatı yüzünde yer almaktadır.Rota derin ve karanlık bir yapıya sahip bir kar kulvarından oluşmaktadır.Narpuz Boğazının tabanında bulunan Kayacık Pınarından(2300m.) yükselerek, sağ taraftaki geçitten rota ağzına ulaşılır.Kulvarın uzunluğu yaklaşık 1000m. kadar.Rotanın başlangıcı ilkin gayet yatık.İrtifa alındıkça dikleşerek daralıyor.Ayrıca kollara ve koridorlara bölünüyor.Hiç sapmadan kulvarı takip etmek gerekiyor.Ancak kulvar net olarak ikiye ayrıldığında(bunu rota ortasında bulunan devasa kaya bloğondan anlıyorsunuz) sağdaki kısmı takip ediyorsunuz.Sonrasında Amfi Tiyatro denilen genişçe bir düzlüğe varılıyor..Kulvarın en daralan yerine kadar yükselerek "V" çentiği denilen yerde noktalıyorsunuz.Çentiğin devamı kuzey duvarına akıyor.Kuzeybatı sırtının etaplarından biri olan kulenin sağındaki kaya-buzul(mix) dar kulvarı izlenerek zirveye ulaşılıyor.Yazın son derece rahatlıkla çıkılabilen rota yüzeyleri(3+, 4) , kışın çok sert oluyor.Özellikle miks çıkışları için drytooling tekniğinin bilinmesi gerekiyor.
 


Tırmanış Detayı :

Otobüsümün kalkmasına neredeyse bir saat vardı.Oysa ben Bouldurhanede keyfi tırmanış antremanımı sürdürüyordum.Kış süresi dolmadan Aladağlarda bir çıkış yapmak istiyordum.Bu seneki hava koşulları hemen hemen hiç uygun olmamıştı.Bu sebeblen çoğu dağcı olumlu hava ortamını ve kar koşullarını yakalayamadığından, özellikle Aladağlar ihmal edilmişti.Kış boyunca riski daha az olan Hasan,Ilgaz,Uludağ,Süphan ve Erek dağlarını tercih etmiştim.Şimdi ise daha önceden yaz çıkışını denediğim Peck Kulvarının kış tırmanışını yapmak istiyordum.

Bunu son anda tırmanış partnerlerimden sevgili Ahmet arkadaşım önermişti.Tabii koşullar pek namüsait olduğundan çok uyarı aldık.Çığ riski taşıyan rotalardan biriydi.Zamanında üç kişinin hayatına mal olmuştu.Lakin biz yinede gidecek ve kararı yerinde verecektik.Tunç Fındık ve Efecan Aytemiz'in uyarılarınıda kulaklarımıza küpe yaparak Niğde'ye doğru yola koyulduk.

Niğde otogarını artık şehrin dışına taşınmış olarak bulduk.Yeni terminal gayet şık ve modern.Oradan Çamardı otobüsleri ve Çukurbağ köyü..Bizi bekliyen traktörcü Mehmet'le Sokullupınar yaylasına vardık.Vakit kaybetmeden Narpuz vadisine girdik.Sokulluyu kar altında beklerken, Narpuzda bile kar yoktu.Sadece dağ eteklerinden yukarılara doğru yükselen kar bulunmaktaydı.İyiki gelmişiz dedim.Eğer şiddetli bir rüzğar çıkmazsa bu iş güzel olacaktı.

Hava kararmadan Kayacık Pınarının dibine kamp atmalıydık, attıkta.Gerçi ben rotanın dibine kadar gidelim, zaman kazanırız dediysemde, partnerimin "enerjimizi yarına saklayalım" talebi daha uygundu.Gece 02'30 sularında rotanın bulunduğu yamaca girdik.

Bundan iki sene evvel İsmet, Ahmet ve ben mayıs ayında rotayı denemiştik.Amfi Tiyatro denilen yere geldiğimizde vakit çok geç olmuş ve kulübün bizi bekliyen aracını daha da fazla bekletmemek için aynı rotadan geri dönmüştük.Bir sene sonra Ahmet, rotanın yaz çıkışını tamamlamıştı..Bakalım kış tırmanışında aynı başarıyı yakalıyabilecekmiydik.

Gökyüzü açık olmasına rağmen rotanın başlangıcı olan geçidi kestiremeden fazla sola kaydık.Gece karanlığında rota girişine ulaştığımızda gün ağarıyordu.Kulvar tıka basa kar doluydu.İlk yoklamalardan olumlu netice alınca kulvara yüklendik.Eğer bu hızla gidersek bugün bitirebilirdik.

Rotanın ortalarına doğru karda dize kadar batmaya başladık.Toz kar oluşu işi daha da zorlaştırıyordu.

İyi tarafı güneşin kulvara en son girişi.Ahmet açılan izleri bozmadan temkinle geliyor, her tehlike işaretinde beni uyarıyordu.Akacak olan bir çığdan kesinlikle kurtuluş yoktu.Kulvar hem dar hemde kaya duvarlarına tutunacak elverişli bir ortam bulunmamaktaydı.Kulvarın ikiye ayrıldığı büyük kaya bloğuna gelmeden sağdaki koridora saptık.Girdiğimiz yer dik bir kaya kütlesiyle buluşunca erkenden kulvarı terkettiğimizin farkına vardık.Geri dönmekte işimize gelmedi.İp emniyetinde parkuru aşarak yeniden kulvara indik.Bu bizim bayağı zaman kaybetmemize yol açtı.Amfi Tiyatro denilen geniş alana geldiğimizde havanın kararmasına iki saat vardı.Bu batan karda fazla yol alamayacağımızı anladık ve hemen bivak olayına geçtik.Olası bir çığ ve taş yuvarlanmasına karşı korunaklı bir kaya dibine bivaklarımızı attık.

Tabii yanımızda uyku tulumu ve mat yok! Soğuk kendini hissettirince bunların önemini daha iyi kavradık.Bir an önce sabahın olmasını diliyorum.Her aşırı üşümemde saatime bakıyorum, gün ne zaman ağaracak diye.Öyle ya her akşamın bir sabahı var.Nihayet gün ağardı ve ısınmak için hemen hareketlendik.Yarım saat sonra ayak uçlarımın ağrısıyla kıvrandım.Plastik yerine deri ayakkabılarımı getirmiştim. Oysam bu seneki diğer kış etkinliklerimde bir sorun yaşanmamıştı, gayet iyi performans göstermişti.Demekki karla fazla temasta plastikler daha iyi bir çözümdü.Güneşte hala karanlık vadiye dolmamıştı.Oturduğum yerde ayaklarımı ovalarken güneşin bir an önce yüzünü bana çevirmesini bekledim.

Artık güneşin ışığı ve ısısı iyice kulvarı kaplamıştı.Bu ısıyla, potansiyel kar hareketini başlatmadan bir an önce kulvarı bitirmeliydik.Ahmetin biraz sonra korkuyla irkildiğini farkettim.Meğersem battığı yerin altı iyice boşalmış.Yani erime alttan odaklı.Buda durdurulması ve kaçılınması zor bir hareketin başlangıcı olabilir. "V" çentiği denilen yere ulaştığımızda kar kulvarıda bitmişti.Bu kaya çentiği, kuzey duvarına akıyordu.

Çentiğin solunda bulunan kule beni üç yıl öncesine çağrışım yaptırdı.Sıcak bir yaz günü kuzeysırtını çıkarken, Asım,Ahmet ve ben bu kuleden iniş yapmıştık..Sonrasında çentiğin sağındaki geçitten zirveyi buluşturan hatta adeta koşarcasına ulaşmıştık.

 
Oysa bu geçit şimdi bir buz parkuruna dönmüştü, hemde cam buz.Bir yandanda foto ve video kaydıyla bu anları görselleştiriyoruz.Bu sizlere bir sunum olarak dönecektir.Bu çekimler bizi çok oyalıyor, geçikmemizde bununda payı çok yüksek.Fakat duayenlerimizin belirttiği gibi "biz zamanında buna önem vermedik, şimdi sancısını çekiyoruz" söylemleri bizi bilinçlendirdi.

Aşşağıdan tüm vadiyi kaplayan yoğun bir sis bize doğru yükseliyordu.Vakit geçirmeden teknik kazmalarla rotaya daldım.Bol ardinallı bir çıkışın ardından, bir kaya çatlağı arıyorum... ve bonus.

 Bir kaya çatlağına fikslenmiş sikke.Emniyet kurarak Ahmet'i yanıma alıyorum.İkinci bir sikeye 30m. sonra rastlıyorum onuda kullanıyorum.Sis her yeri kaplamadan zirve sırtında ilerliyoruz.Tam zirve kılçığına geldim, sis beni yalakadı.Her zamanki gibi klasik zirve!Yahu niye doruktayken, güzelim manzaradan görsellenemiyoruz!? Zirve defterini buldum ve karalamaya başladım.Birde ne göreyim.Yazdan beri Demirkazığa çıkılmamış.Yani bu kış döneminde ilk ve son zirve yapan biziz.Hatta Aladağlarda.Baştanda dedim ya. Bu sene kış koşulları çok çetindi.Düzensiz hava ve kar koşulları birçok dağcıya geçit vermedi.Bunu skor olsun diye söylemiyorum, sadece bu şartlarda zirve yapmamız bizi çok sevindirdi.Süratle aynı rotadan dönüşe geçtik.
 

Mevcut sikkeleri kullanarak ip inişi yapıyorduk.Bivakladığımız yere geldiğimizde hava kararmak üzereydi.Buna memnun oldum.En azından çığ riskini azaltacaktık.Gerçi hava kapanmış ve soğumuştu ama kar hala batıyordu.Gündüz, güneşin enerjisiyle bazı kar tabakaları kaymıştı.Bu bizi bayağı ürküttü.Bazı kar kütleleride kopup aşağılara doğru akmıştı.Neredeyse nefes bile almadan kulvarı bitirdik, tabii bizde bittik.

Kamp yerinde kurulu çadırımıza yaklaşırken içimizi birt sıcaklık kaplamıştı.Kaz tüyü tulumlarımızda güzel bir uykuyu hakketmiştik..Hele dün geceki bivak olayından sonra bu tam bir mükafattı.Uykuya dalarken yüzümüzde tatlı bir tebessüm vardı...

Sönmez ERKAYA (wantuz) sonmez_erkaya + yahoo.com




Tasarım: Studio Martin