foto13.jpg
Biz Kimiz, Hakkımızda Fotoğraf, Fotoğrafçılık Dağcılık Doğa Yürüyüşleri, Trekking, Gezi Doğa, Çocuk ve Doğa, Ağaç Türleri, Böcekler ve Bitkiler Bisiklet, Parkurlar, Yazılar, Anılar Sponsorlar İletişim

Çocuğumla Doğadayız Çocuğumla Doğadayız

E-Posta:


   


Ana Sayfa > Dağcılık > Faaliyet Raporları



Demavend Kış Tırmanışı (5671 m)

07 - 15 Ocak 2006 - Sönmez Erkaya

hoca_DEMAVEND_12-01-06_018.jpg

Etkinlik Adı: 

Demavend Kış Faaliyeti
 

Etkinlik Tarihi:

07/15 Ocak 2006
 

Bölgenin Adı:

Demavend-Tahran(İran)
 

Katılanlar:

Huseyin Bogaz, Sonmez Erkaya,Erhan Pekmen,Hakan Cetin,Selda Ustundag,Meltem Uymaz
 

Tırmanış Rotası:

Klasik - Güney
 


 
Yaklasik on yil once,bir kis gunu Alper Sesli organizatorlugunde Yildiz Universitesinin bahcesinde Demavente gitme hazirliklari icerisindeydik.Ki o donemde aspirin bile Iranda uyusturucu muamelesi goruyordu.Malumunuz Humeyni domemi idi.Neyse cesitli gerekcelerden dolayi bu faaliyeti gerceklestiremedik.Bir ukte olarak icimde kalmisti.

 

hoca_DEMAVEND_12-01-06_016.jpg
hoca_DEMAVEND_12-01-06_022.jpg
hoca_DEMAVEND_12-01-06_035.jpg
hoca_DEMAVEND_12-01-06_065.jpg

hoca_DEMAVEND_12-01-06_082.jpg
hoca_DEMAVEND_12-01-06_087.jpg
hoca_DEMAVEND_12-01-06_119.jpg
hoca_DEMAVEND_12-01-06_164.jpg



Nihayet kulubumuzun bu seneki ilk kis etkinliginde Demavent vardi.Cok sevinmistim.Hep yapilir diye ertelenen faaliyet sonunda reallesiyordu.07.01.2006 Cumartesi gunu Demavent ve Agri ekibi Kadikoyde vapur iskelesinde bulustuk.Ogleden sonra yola cikan otobusumuzde hayli keyifli idik.Pazar gunu Agri ekibini Dogubeyazitta birakip Iran topraklarina girdik.Sinirda etrafimizi saran ayakli doviz burolarindan bir miktar para aldik.Iranda para birimi riyal olmasina ragmen,hayali olarak sondaki bir sifir atiliyor ve adina tumen deniyor.1YTL=650Tumen,1$=950Tumen.Yani paramiz burada degerli.Ben bir haftada yemek,ulasim ve yatak icin bozdurdugum 50$ bitiremedim.


Bu ulke icin kafamda buyuk ön yargilar vardi.Yol boyunca Huseyin ve Hakan bu onyargilarimi kirmaya calistilar.Ve bunu buyuk orandada basardilar.Kulturel ve geneleksel olarak benzerliklerimiz cok fazla.Azerilerin bulundugu bolgelerde Turkcede konusuluyor.Takside,evde Turkce parcalara rastlamak mumkun.Sokaklarda dilenci yok.Ustelik hemen hemen her kose basinda camekanli bagis kutulari var.Gecekondulasma tarih olmus.Alt ve ust yapi sorunlari buyuk oranda cozulmus.Arabalarini,ilaclarini ve silahlarini kendileri uretiyor.Kisaca kendilerine yetiyorlar ustelikte disariya borclanmiyorlar.Hatemi'nin ilimli yonetimi halka yansimis.Insanlar gayet modern giyiniyorlar.Erkekler uzun sacli,top sakalli,bayanlar kotlu ve baslarinda sal gibi,atki gibi sacin buyuk bir kismini ortaya cikaran giysiler bulunmakta.Tabiiki asiri kapalilarda var ama dedimya ben tam bir molla ulkesi bekliyordum.Irani bir arap ulkesi saniyordum,cogunlugu Farsli.Birde cok az cami var.Genelde kucuk mescidler var.Bir yerde okumustum;islam ulkeleri icerisinde en cok cami Turkiyede imis.Hemde her mahallede vede ayni mahallede birkactane.Gosterismi desek,abartimi bilemiyorum.


Pazartesi Tahran terminalinde indikten sonra dolmuslarla Riene koyune aksam saatlerinde ulastik.Burada Shelter1-2000m. dagevine yerlestik.Huseyin bizi yemek icin daha onceden geldigi lokantaya goturdu.Burada yedigimiz bir yemek bize oyle leziz geldiki etkinlik boyunca geri dondugumuzde ilk is olarak bu lokantaya gelip bu enfes yemegi yemeyi hayal ettik.Abbus denilen bu yemek bir mastapada geliyor.Yaninda bir bos tas ve bir metal cubuk seklinde ezecek aleti.Biz bunlarin ne ise yaradigini anliyamadigimizdan(heralde masraba icerisindekiler tasa bosaldilip,ezecekle pure haline getiriliyor)ekmegi banarak yedik.Icerisinde kemikli et,kabuguyla birlikte patates,nohut ve kurufasulye.Inanin ilk once bu ne diyorsunuz fakat sonra.


Ertesigun(10.01.2006 sali) bir ciple ikinci kamp yerine(Shelter2-3100m.) varmak icin yola ciktik.Dagevinden ayrilmadan gorevlinin uyarisi kulaklarimizda cinladi"unutmayin,iki gun hava guzel sonrasi kotu".6 Km.bir ilerlemeden sonra asiri kardan jeep ilerleyemedi.Bizde batonlara kuvvetle ogleden sonra kamp yerine vardik.Burada bir mescid var,hemen yanindaki barakada da biz kaldik.Havanin guzel olusu ve cabuk bir sekilde buraya varisimiz biraz gevsememize yol acti.Bu hatali yaklasimin akibetini ertesi gun cekecektik.


Bu gevsemeyle saat 10'da(11.01.20006)yola koyulduk.Hava acik ve gunesli.Hedef ucuncu kamp yeri.Lakin rotayi tam bilmedigimizden(ucuz olmasina ragmen rehber tutmadigimizdan) biraz bocaliyor kamp yukuyle girdigimiz kayaliklardan kurtulmaya calisiyorduk.Karda yogun oldugundan asiri batiyorduk.Sonunda hava kararmis ve biz hala kamp yerine ulasamamistik.Asiri yorulmustuk ama bivaklamakta istemiyorduk.Nihayet 20'gibi Shelter3-4200m. varmistik.Burada bizi bekliyen bir supriz vardi,Dervis Reza diye bir zat.Yilin bu zamanlarinda elinde Kur'anla bu barakada yasiyordu.Ve 40 gundur gordugu tek insan bizlerdik.Burada ruyalar goruyor ve bunlari yorumluyormus.Ilk basta itici gelen bu tipi daha sonra oylesine sevecektik ki ayrilmak zor gelecekti.Daglari seviyordu,Demaventle Agrinin kardes oldugunu soyledi.Yarim yamalak Turkcesiyle anlatamadiklarini daha cok el,kol ve mimik hareketleriyle beceriyordu.Sanki karsimizda sessiz film oynuyor ve bizlerde bunu cozmenin mutlulugunu yasiyorduk.Dag hakkinda bize o kadar uyari ve bilgilerde bulunduki;bu kucuk adam gozumuzde giderek buyuyordu.Bizimle gelip yol gostermesini istedim.Oruc tuttugunu,yoksa seve seve dedi.40 yasinda diye dusundugumuz bu zat tam 74 yasinda imis.Bir radyosu var idi ve hava durumunu bize bildiriyordu."Su an Tahranda kar yagiyor ve hava 5 gun boyunca kotu olacakmis."Bir anda nesemiz kacti.Disarida siddetli bir ruzgar ve yagis baslamisti.


Benim zamanimin kisitli olmasindan dolayi bir an once zirve denemesini yapmak istiyordum.Lakin hepimizin asiri yorgun olusu ve havanin bozmasi bir gunu off olarak gecirmemizi sagladi.Vakit daraliyordu eger bu gecede hava acmazsa,artik donmemiz gerekiyordu.Cunku asiri sis ve tipi donusumuzude tehlikeye atiyordu.Artik umudumuzu kesmis,birbirimizi teselli ediyorduk.Gece 02'de(13.01.2006) kalktigimizda ruzgar dinmis,sis dagilmis ve gokyuzunde dolunay sanki bize gulumsuyordu.04'te cantalari yuklendigimizde Selda,Meltem ve Reza'yi ardimizda birakmistik.Zirve yolunda ilerlerken bir an once gunesin dogmasini bekjliyorduk.Terlemeyi bile engelleyen bir soguk vardi.Gunes dogdugunda bir hayli irtifa almistik.Isinmanin aksine dahada usuyorduk.Cunku batidan en az -25 derecede bir ruzgar esiyordu.Mola dahi vermeden ayakta soluklanip adim adim zikzakliyorduk.Bir ara gozlerimi kapattigimda acamadim.Kirpiklerimdeki kar taneleri hemen donmustu.Eldiven dahi cikaramiyorduk.Telsizle asagidaki ekibimize" hersey yolunda" diyorduk.Oysam bir dizi aksilikler pesimizi birakmadi.Bir kaya gecisinde elime gelen tasla dusmemek icin batonumu kullanarak durabilmis fakat fazla esneyen batonum kirilmisti.Huseyinin feneri dagilmis ardindan tozlugunun fermuari bozulmustu.Hakanda bir ara zirveye yaklasmisken ustune mont gecirmek icin cikardigi kaskinin gozunun onunde suzulerek yuvarlanisini caresizlikle seyretmisti.Tam Erhanda bir sey yok derken,zirveyi yaptiktan sonra hafif bir rahatsizligi oldu.Zirveye yaklasirken bahsedilen kukurt dumaninin epey yogun oldugunu farkettim.Bir ara Huseyin bu dumanin icinde kaybolmus,tiz otesi bir ciglikla-feryat figan kendini zor disari atmisti.Yanliz donmus iki buyuk selale dogrusu cok hostu.Saat 14:30'da(5671m.) zirvedeydik.Birde ayin 13'u ugursuz derler,haltetmisler.YaklasIk 1500m.cikmis ve ayni mesafeyi 4200m.'ye kadar inecektik.Vakit kaybetmeden suratle irtifa kaybetmeye basladik.Cikarken aldiris etmedigim ayagimi vuran plastik iyice canimi yakmaya baslamisti.Hava kararmis bizi sabirsizlikla bekleyen kamptaki karaltilara yaklasiyorduk.17'gibi barakadaydik.Bir zaman bir seyler yiyemedik.Sicak sivilar alarak gecistirdik.Tabii tum bunlari Selda ve Meltem sayesinde gerceklestiriyorduk.Kimildayacak dermanimiz yoktu.Bu iyilik perileri(biz onlara 4200 guzelleri diyoruz)hem ocakta kar eritiyor hem sivi ihtiyaclarimizi gideriyor hem yemek isini ayarliyor hemde usuyen ayaklarimiza zig icerisinde sicak su teminini sagliyorlardi.Tekrar minnetlerimi sunuyorum.


Sabah(14.01.2006) siki bir kahvaltidan sonra artik ayrilik vakti gelmisti.Reza'ya sarilip dualari icin(her ne kadar bilimsel,soloist/ekip buna bireysel diyor ama/ bir materyalist olsamda)cok tesekkur ettik.Bize"hava bozacak tez olasaniz"diyerek ugurladi.Huseyinin elinde GPS, yogun sis ve karda ilerlemeye basladik.Saat hizla ilerliyor lakin biz halen bilinmezlikteydik.Sonucta hava kararmadan bir yerlere cikabilirdik,kotusu bivaklamak zorunda kalabilirdik.Ekip agirlasmaya baslamisti.Ve ben tek batonla en ufak bir dengesizlikte batonsuz tarafa dusuyordum,ayakta cabasi.Nihayet hava kararmadan ana yola indik.Bizi alsin diye cagirdigimiz jip kardan dolayi gelemeyecegini soyledi.Batonlara kuvvet...Riene'ya 5km.kala tesadufen grayderle yol acmaya calisan iscilerle karsilastik.Bize kurt suruleri oldugunu on dakika sonra bir araclarinin kendilerine malzeme getirecegini ve onla geri done bilecegimizi
soylediler.Bu arada iki Iranli dagcinin cig altinda kaldigini(sanirim dogu yuzu) ve olduklerini bildirdiler.Yarim saat sonra gelen aracla Shelter1 dag evine gittik.Tabii ilk isimiz yukarida iken ozlemini duydugumuz Abbus yemegini mideye indirmek oldu.


15.01.2006 oglen saatlerinde Tahrandaydik.Artik benim otobusle gitme sansim yoktu.Cunku yarin isyerinde kesinlikle olmam gerekiyordu.Ekiple vedalasip havalimanina hareket ettim.18 bin Tumen verecegim otobus yerine,235$ Iran air ucagina bayildim.Fakat en erken ucak pazartesi sabahi idi.Yerimi ayirtip kente donmeyi dusunurken,adi Mehdi olan bir zatla tanistim.Kendisinin Turk kokenli oldugunu ve Turkleri cok sevdigini soyledi.Bir ozel havayolu acentesinde calisan bu arkadasla hemen ahbap olmustuk.Isyerinden izin alarak kenti bana gezdirmek istedigini soyledi.Arabasina bindigimde cikardigi cd'lerde kimler yoktu ki;Emrah,Ibo,Emel Sayin,Sibel Can...Ayrica evde de Turk kanallarini izliyormus.Kenti araba ile dolastiktan sonra ekibimin kaldigi otele birakilmayi istedim.Otele geldigimizde dikkatli olmami uc Turkun fidye icin kacirildigini soyledi.Malesef otelden on dakika once cikan arkadaslarima yetisememistim.Bir muddet bekledikten sonra sIkilip bir taksiyle havalimanina geri dondum.Oglen saatlerinde isyerimde iken arkadaslarimin ne gibi seruven yasayacaklarini hayal ediyordum.Zamanlari vardi ve hepsinin farkli planlari vardi.Dogrusu Demavent faaliyeti her anlamda bana yetmisti.


Sönmez ERKAYA (wantuz) - [email protected]




Tasarım: Studio Martin