|
Liseli Gençlerdik, AVM'yi Asıp Eymir'e Kaçtıkİyiki AVM'yi asıp Eymir'e kaçmışız yoksa o güzelim sonbahar ışığı heba olup gidecekmiş. Geçen gün bir AVM'nin plastik sandalyeli mekanında liseli gençler olarak buluştuk. İlk işimiz yıllığın sayfalarını karıştırıp geçmişe yolculuk yapmak oldu. Hepimiz çok yakışıklıymışız :) . Moda gözlükler felan şahaneymiş. Boyumuza posumuza hayran olup şaşırdıktan sonra bir şeyler yedik , AVM'nin aynalarında merdivenlerinde fotoğraf oynadık, ne de güzel fikirdi asmak, kaçış ve kurtuluş, ne işimiz vardı burada, almalar, alamamalar, satmalar, para, para, para ve ihtiyaç illüzyonu . Cem'in şahane teklifiyle Eymir'in yolunu tuttuk.
Harika bir sonbahar ışığı, nefis bir hava karşıladı bizi. Balıkçı büfeye oturduk, yaz minderlerinin yerini göl kenarında sandalyeler almış. Karabataklar, gölün lacivert ve ağaçların sarı turuncu rengiyle kontrast sahneler bir harikaydı. Yemeği Eymir'in bu güzel ortamında yemediğimize pişman olduk. Üstelik yemeğin yanında hava bedava, kuş sesleri bedava, göldeki dalgalar ve sonbahar ve yaprak hışırtıları bedavaydı. Şehrin ve AVM'nin gürültüsü, yorgunluğu ile tamamen zıt ,nefis bir ortamdaydık. Mutlu mutlu okul anılarını dillendirirken, doğal ortamın sesleri, görüntü ve kokuları ile iyice dinlendik. Çay sonrası kıyıda ve ormanda gezintiler yapıp fotoğraf oynadık. Göle sıfır, tahta tabureli, söğüt altı bir mekana oturduk. Çay söyledik, yanında burnuna güneş ışığı dokununca hapşıran mutlu bir köpek getirdiler, üstelik suya düşen söğüt yansımaları ile bunların üstünden geçen karabataklarda müessenin ikramıymış.
Deniz Tokay - Kasım 2010 - Ankara
Eymir Gölü gibi doğal mekanlar büyük çabalarla korunmalı. İğreti rekreasyon alanlarındansa sazları, kuşları, böcekleri ve gerçek doğasıyla bizi fazlasıyla mutlu eden mekanlara ihtiyacımız var. Eymir'in güzel manzarasına uzaktan şehrin betonarmeleri girmeye başladı. Sayılarının artmamasını ve bu doğal alanlara taşmamalarını diliyorum.
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||